Sayın Eyüp CAN;
Daha önce de AÖF,YÖK,Abbas Güçlü, Cumhurbaşkanı, Eğitim-Sen’e yazmıştım, ancak herhangi bir kıpırtı olmadı. Tek dersten öyle çok bekleyen öğrenci var ki… Üniversiteyi okumak isteyenler için AÖF iyi bir fırsat gibi görünüyor.. Hatta ülkemizin üniversite mezunu kapasitesini de hayli etkileyen bir olanak... Üniversiteyi bir şekilde okuma olanağı bulamamış ileri yaşlardaki insanlarında bir umudu ve uğraşısı olmuş durumda..
Bütün bu güzelliklerinin yanında bazı olumsuzluklarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünmekteyim… Örgün eğitimle açık öğretim arasında bir adaletsizlik var..
Büro hizmetleri ile öğrencilerine harç ve sınav sorumluluğu veren fakültemiz ne yazık ki biz öğrencilerinin koşullarını iyileştirme çabası da göstermemektedir… Örgün eğitimle AÖF harçlarına baktığımızda bir fark göremediğimizi de belirtmek isterim… Örgün eğitim gören öğrencilerle AÖF örencileri arasında eşitsizliğin nereden kaynaklandığını anlayamadım..
Ve sanki AÖF nin dokunulmazlığı varmış gibi yıllardır kıyaslama yapmadan öylece kabullenilmiş.. Burada her sınavda değiştirilen sınav yeri ve bazı gözetmenlerin sınav stresini ne kadar artırdığı gibi göz ardı edebileceğimiz çapta ki sorunlara değinmeyeceğim..
Ancak normal çalışarak okumak isteyen öğrenciler için mezun olmanın ne kadar zor olduğunu anlatmak istiyorum… Örgün eğitimle aramızdaki eşitsizliğe dikkat çekmek istiyorum.
Mesaisini bitirip koşa koşa iş yorgunluğu ve stresiyle AÖF kurslarında (bu kurslar özel tabii kendi olanaklarımızla ücretini ödiyerek gidiyoruz) bir şeyler öğrenmek için çabalayan bizler, yıl sonundaki sınavda başarılı olamayınca bir tek Eylül’de bütünleme sınavına hazırlanıyoruz, onun haricinde başka bir seçeneğimiz yok ne yazık ki … Üstelik matematik gibi işlem gerektiren ders 40 dakika süreyle sınırlı tutulmuş durumda… Örgün eğitim de ise dönem sonunda başarısız dersler için ek sınav hakkı var ardından yaz okulu yaz okulunun ardından yine ek sınav… dönem başlarında de af sınavları var… Tabii raporlu öğrenci sınavları… Üniversiteleri incelediğimizde inanılmaz farklılıklar göze çarpıyor…Örgün eğitimde hocaların öğrencilerine kullandığı imkanları ve insiyatifi de göz ardı etmeyelim… Yani örgün eğitim bir şekilde öğrencisini mezun edebilmenin
koşullarını oluşturmaya çalışmış, çalışıyor…Kendi fakültemize baktığımızda ise 47-48- hatta 49 la kalan öğrenciler var (sanki fakülte yönetiminin umurunda değilmiş bu durum yalnızca harçın yatırılması önemseniyormuş gibi görünüyor…) Üstelik tek ders bile olsa bir sene gibi uzun bir sürenin heba olması biz öğrencileri olumsuz etkilemekte… Böyle bekleyen bir dolu öğrencinin olduğu biliniyor… Hem bu alttan ders ise de bir üst sınıfa da geçemiyoruz. Ve sırf bu yüzden bir dolu insanda bu yüzden AÖF ye kayıt yaptırmak istemiyor… Üstelik bu sene basına da yansıyan kopya meselesi de biz çabalayan öğrencilerin ileri adım atmasını engelleyecek umutsuzluğa itecektir..
Tek dersle bekleyen, mezun olamayan, bir üst sınıfa geçemeyenler için çözüm üretilmeli bir çare düşünülmeli diye bu elektronik postayı size de yolluyorum.. Radikal in epey bir dolu olumsuzluğa el attığını biliyorum, umarım bu haksızlığında ortadan kalkması için el uzatırsınız.
Örgün eğitim olanaklarının biz açık öğretim okuyanlarına da sağlanması tüm öğrenciler arasındaki eşitsizliği de ortadan kaldırmış olacaktır. Bence bunun için bir defalık bir tek ders affı koymaları gerekir ki bunca senenin mağdurluğuna çare olsun…1993-1994 yıllarında dışarıdan lise bitirmelerde bir tek ders affı çıkarılmış ve binlerce mezun olmuş ve lise mezunu sayısı hayli artmış..
İlk etapta tek ders mağduru öğrenciler için yapılandıracak çözüm,(bu tek ders sınavı ya da genel af olabilir, yada çok daha etkin bir şeyler bulunabilir r) kendini mağdur hisseden bir dolu insanın kendini iyi hissetmesini sağlayacak gelecekle ilgili umutlarını hareketlendirecek AÖF ye güveni ve talebi artıracaktır.. İleriki yaşlarda bile olsa insanlar üniversite mezunu olmayı hedeflemede tereddüt etmeyeceklerdir… Ve bu yüzden ülkemizin eğitim seviyesini de yükseltmeye katkı sağlanmış olacaktır diye düşünmekteyim…
Keziban Karaaslan
8 Kasım 2010 Pazartesi
Örgün eğitimle açık öğretim arasında bir adaletsizlik var..
Etiketler:
Abbas Güçlü,
Açıköğretim Fakülteleri,
AÖF,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
Eğitim-Sen,
Eyüp CAN,
YÖK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hem çalışıp hem okumak hiç kolay değil ve şimdi yeni dünya düzeni adeta tüm öğrencileri buna mahkum etti. Keziban Karaaslan Eylül ayından beri hem çalışan hem okuyan bir insan olarak aklına gelen tüm modern arzuhalcilere medyada bir rüzgar estirsinler diye bu mektupları gönderiyor.Biri elbette bu sesi duyacak ve Açıköğretim denen pandora kutusunu açacak. Bakalım ne göreceğiz o zaman ?
YanıtlaSil